BU DÜNYADAN BİR CAPA GEÇTİ
Hepimiz tarih derslerinden Avusturya-Macaristan imparatorluğunu biliriz. Hani veliahtı bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi akabinde 1.Dünya Savaşı’nın başladığı ülke. İşte Endre Ernö Friedmann, yahudi bir terzinin oğlu olarak 1913 yılında, bu ülkenin Budapeşte şehrinde dünyaya geldi…
Hikayenin buradan sonrasını es geçeceğim ama ilgi çekici olmadığı için değil. Aksine gerçekten ilgi çekici. Ancak onun ile ilgili bu bilgiler zaten internette bir çok kaynakta mevcut merak edenler oturup Vikipedi’den de okuyabilir. Benim amacım ise size onun daha az bilinen özelliklerini anlatmak. Belki de daha insani yanını.
“Eğer fotoğraflarınız yeterince iyi değilse, yeterince yakın değilsinizdir” (If your photographs aren’t good enough, you’re not close enough). Eğer bunun sadece sözde kaldığını düşünüyorsanız, henüz Capa’yı tanımamışsınızdır demektir.
Üstteki bu kare, İspanya İç Savaşı’ndan. 5 Eylül 1936 Cumartesi günü 22 yaşında genç bir fotoğrafçı tarafından çekildi. Bir cumhuriyet askerinin tam başından vurulup düştüğü anı gösteren bu kare aynı zamanda Capa’nın dünya çapında tanınan bir savaş fotoğrafçısı olmasını da sağlamıştır.
Üstteki fotoğraf ise D-Day olarak da bilinen meşhur Normandiya Çıkarması’ndan. Bu fotoğraf bir asker tarafından çekilmedi. Gerçekten iyi bir kare yakalamak için çıkarmanın göbeğine askerlerle beraber girecek kadar çılgın ve bir o kadar da tutkulu Capa tarafından çekildi.
Fotoğraf sanatına uzak ya da o ana bugünün penceresinden bakmaya kalkacak kişiler için bu fotoğraf alelade çekilmiş flu bir kare olarak görülebilir. Ancak bu fotoğrafın gerçekliği de burada. Bu fotoğraf bizi alıp o anın içine, tam da çıkarmanın göbeğine götürüyor. Sanki oradaymışız gibi. Bize o paniği, o hengameyi, o korkunun ve heyecanın titremesini ve o savaşın atmosferini tattırıyor.
Bu kareler o kadar güçlü ki tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olarak kabul edilen Er Ryan’i Kurtarmak filminin yönetmeni Spielberg, filmin ilk 20 dakikasında yer alan ve eleştirmenler tarafından da aşırı gerçekçi olarak nitelendirilen Normandiya Çıkarması sahnelerinde, bu fotoğraflardan esinlendiğini söylemiştir.
Ne yazık ki buradaki karelerin çoğu (95 tanesi) genç bir asistanın işgüzarlığı (ya da hatası) yüzünden yandı. Geriye sadece 11 adet, Muhteşem 11’li olarak da adlandırılan, bu müthiş kareler kaldı. Tabii ki insan yanan kareleri düşünmekten ve merak etmekten kendini alıkoyamıyor.
Peki Capa sadece çılgın ve bir o kadar tutkulu bir savaş fotoğrafçısı mıydı? O arşivinde 1 milyondan fazla kare olan ve dünyaca ünlü fotoğrafçıların bağlı olduğu efsanevi Magnum Photo ajansının fikir babası ve aynı zamanda kurucularından biriydi (merak edenler için diğerleri: David “Chim” Seymour, Maria Eisner, Henri Cartier-Bresson, George Rodger, William Vandivert ve Rita Vandivert).
O Ernest Hemingway’in arkadaşı, John Steinbeck’in ünlü kitabı Rusya Günlüğü (Russian Journal)’ndeki ve Irwin Shaw’ın ünlü kitabı İsrail Raporu (Report on Israel)’ndaki fotoğrafları çeken fotoğrafçı ve yönetmen John Huston’ın yakın arkadaşıdır. Ayrıca o bir aşk adamıydı. Dünyanın ilk kadın foto muhabiri, savaş fotoğrafçısı, kendisinin isim babası ve ortağı Gerda Taro’nun ve onu kaybettikten sonra ise ünlü aktrist Ingrid Bergman’ın aşkıydı.
Ve o bir kumarbazdı. Genellikle at yarışı ve poker oynardı. Tabi bu kumarlar onu zengin etmek şöyle dursun sürekli maddi olarak zora sokmaktaydı. Ama bakıldığında Capa hep poker masasında kumar oynamazdı. O asıl kumarı sürekli hayatını ortaya koyarak yaşama karşı oynardı. Tabi bu kumarın onun eşsiz karelerinde yeri yadsınamaz.
Capa 25 Mayıs 1954 tarihinde, Fransız işgali altındaki Vietnamı (Fransız Hindiçini) görüntülerken bir mayına basarak 40 yaşında hayatını kaybetti. Genç yaşında arkasında sayısız ölümsüz kare ve Magnum Photo gibi efsanevi bir ajans bırakan Capa, hayatını kaybederken şu sözü doğrular gibiydi: “İyi bir savaş fotoğrafçısı yatağında ölmez”.
MagPerest Notu: Robert Capa hakkında daha fazla bilgi almak isteyenlerin, kendisinin kaleme aldığı ve fotoğraflarının da yer aldığı Hafif Flu kitabını okumasını ısrarla tavsiye ederiz. Ayrıca Capa’nın eşsiz fotoğraflarını görmek isteyen siz değerli okuyucularımız için 22.03.2026’ya kadar Ara Güler Müzesi’nde eşsiz bir Capa Sergisi olduğu bilgisini paylaşmaktan mutluluk duyarız.




