11 Aralık 2025 / 09:07
spot_imgspot_img

Haftanın Yazıları

spot_img

Son Yazılar

Yeni Dünyanın Soyluları

Silicon Valley artık sadece yeniliklerin değil, kıyamet senaryolarının da merkezi.
Jeff Bezos, Elon Musk, Peter Thiel, Sam Altman, Mark Zuckerberg…
Hepsi birer teknoloji kahramanı olarak başladılar.
Ama zamanla birer modern prepper’a dönüştüler:
Savaş, iklim krizi, yapay zekâ isyanı ya da toplumsal çöküş…
Fark etmez. Hepsinin bir “B Planı” var.

Bu planların ortak noktası: kaçış.
Ama öyle sıradan bir kaçış değil — tasarlanmış, steril, teknolojik bir ütopya fikriyle süslenmiş kaçışlar.

Yeni Zelanda: Cennetten Bir Bunker

Teknoloji milyarderlerinin “gizli sığınaklar”ı denince ilk akla gelen yer: Yeni Zelanda.
Doğal izolasyonu, politik istikrarı ve düşük nüfus yoğunluğu, burayı modern bir “Nuh’un Gemisi”ne dönüştürdü.

Peter Thiel, 477 dönümlük bir arazi satın alarak kendi kıyamet sığınağını inşa etti bile.
Söylentilere göre özel enerji sistemi, yer altı laboratuvarı ve kendi gıda üretim zinciri var.
Ama asıl ilginç olan şu:
Bu sığınaklar, sadece hayatta kalmak için değil — başka bir medeniyet kurmak için tasarlanıyor.

Mars, Adalara Karşı: Kaçışın İki Yüzü

Elon Musk, “kaçış planı”nı daha da ileri taşıyor.
Onun sığınağı, bu gezegende değil.
SpaceX’in kolonizasyon hayali, sadece insanlığın değil, zenginliğin de ömrünü uzatma projesi.
“Eğer dünya yanarsa, Mars’a gideriz.”
Bu romantik bir vizyon gibi görünse de, aslında oldukça politik bir cümle.
Çünkü bu vizyonun bileti, sadece milyarderlerin elinde.

Diğerleri ise daha “dünyasal” kalmayı seçiyor.
Bill Gates tarım arazileriyle, Zuckerberg Hawaii adalarındaki özel mülküyle,
birer “dijital manastır” inşa ediyor.

Kıyamet Estetiği: Betonun İçinde Sonsuzluk

Bu sığınaklar öyle beton kutular değil.
Mimarisi, lüksle minimalizmin kesişiminde:
📍Yapay ışıklı bahçeler
📍Kendi su döngüsünü yöneten sistemler
📍Sanat eserleriyle çevrili özel odalar
📍Yapay zekâ tarafından düzenlenen hava ve gıda dengesi

Kısacası, dünyanın çöküşü geldiğinde bile konfor eksik olmasın.
Bu, insanlığın değil, statünün sürdürülebilirliği.

Bir Etik Soru: Kaçabilenler ve Kalanlar

Magperest olarak asıl soruyu burada sormalı:
Bu sığınaklar gerçekten bir “korunma” biçimi mi, yoksa sorumluluktan kaçışın mimarisi mi?

Çünkü aynı insanlar, teknolojileriyle dünyayı dönüştüren — hatta kimi zaman tahrip eden — kişiler.
Ve şimdi, kendi yarattıkları sistemin sonuçlarından izole yaşamak istiyorlar.
Bu, modern Prometheus’un kaçışı.
Ateşi dünyaya verdi, ama alev büyüyünce dağlara değil, yer altına kaçtı.

Magperest Yorumu: Ütopyanın Altındaki Karanlık

Teknoloji milyarderlerinin sığınakları, çağımızın en sessiz metaforlarından biri.
Bir yanda “geleceği kurtaracağız” diyen idealist söylemler,
diğer yanda “ama önce kendimizi güvene alalım” diyen gizli planlar.

Belki de asıl ironi burada:
İnsanlık ilk defa dünyayı yeniden yaratabilecek teknolojiye sahip,
ama aynı zamanda ondan en çok korktuğu dönemde.

Ve kim bilir — belki bir gün, yer altındaki o steril odalarda,
bir milyarder bir holograma bakıp şöyle düşünecek:

“Dünyayı kurtaramadım, ama en azından internetim var.”

Son Söz

Bu hikâyede teknoloji, kurtuluşu değil, kaçışı temsil ediyor.
Ama belki de asıl kaçış, bir sığınakta değil;
hala kalmayı, tamir etmeyi, yeniden inşa etmeyi seçenlerde saklı.

Çünkü bazen en cesur şey, yerin üstünde kalmak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Popüler Yazılar