Bir ülkeden söz ediyorum ki; bir gün tapınak sessizliğinde nefes alırken, ertesi gün okyanus kıyısında hayatı sıfırlayabiliyorsun.
Tayland…
Yalnızca bir seyahat noktası değil; bedenin ve zihnin eşzamanlı arınma hâli.
Solgun bir duvar resmi gibi eskimeyen,
Gökyüzüyle güneş arasında bir yerlerde kalan tropik bir masal.
Bangkok: Altın Bir Kaos

Bangkok, ilk adımda seni içine çeken bir puzzle gibi.
Tuktuk sesleri arasında ilerlerken, bir bakmışsın kentin kalp atışını duymaya başlamışsın.
Wat Arun’un çanları kendine getirir,
Wat Pho’nun dev Budası ise içini sessizleştirir.
Burası, yerel yemeklerin dumanı eşliğinde gökyüzüne bakan gökdelenlerin şehri.
Bir yanıyla meditasyon, diğer yanıyla neon ışıklı cümbüş.
Tayland bu ikiliğiyle büyüler işte: huzurlu bir karmaşa.
Chiang Mai: Dağların Kucakladığı Sükûnet

Bangkok’un kabaran dalgalarından sonra,
Chiang Mai’ye varmadan essiz serinliğini hissedersin.
Dağlarla çevrili bir ruh şehri burası.
Her köşede başka bir tapınak, başka bir fısıltı:
“Yavaşla, burada zaman farklı akıyor.”
Gece pazarlarında yüzlerce el yapımı detay saklıdır;
Bir bileklik, bir tütsü, bir dostluk…
Hepsi biraz el emeği, biraz hikâye.
Andaman’ın Kıyısında: Phuket’te Suyla Konuşmak

Phuket’e ayak basar basmaz, kumlar seni selamlar.
Burası denizle terapiyi aynı cümlede kuranların mekânı.
Turkuaz su seni çağırır;
Similan Adaları, Maya Bay, James Bond Adası…
Hepsi bir kartpostal gibi gözlerinin önündedir.
Güneş batarken sahildeki her adım, yolculuğunun bir parçası olur.
Dalgalar sakinleştirir, sonra birden çekilir;
Tıpkı Tayland’ın kalbinin ritmi gibi…
Tayland Mutfağı: Dilinizde Kalan Bir Baharat İzleri

Tayland mutfağı, tatlı, ekşi, acı ve tuzlunun aynı tabakta barıştığı bir yerdir.
Pad Thai’nin dengesi, Tom Yum çorbasının hüznü, mango sticky rice’ın tatlı vedası…
Her lokma “ben daha önce bunu hissetmedim” dedirtecek kadar yenidir.
Belki de Tayland’ın sırrı, sen daha adını doğru söyleyemeden kalbine işleyen bu tatlarda saklıdır.
Magperest Yorumu: Tayland Bir Yerden Çok, Bir Hâl
Bazı ülkeler vardır, hakkında düşünmek bile yola çıkmak gibi gelir.
Tayland tam da ona benzer.
Dingin olurken seni sarar, hızlanırken uçurur.
Belki içinde çözemediğin o soruları yanına alıp gitmeli,
Bazen bir Budist tapınağında sessiz kalmalı,
Bazen bir sahilde çocuklar gibi koşmalısın.
Çünkü Tayland, iç yolculuğu dış yolculukla karıştıranların cennetidir.




